Sosyal Medya

Makale

Kurban edimine iki bakış tarzı…

Adam diyor ki, kurban, bir canlıyı yatırıp kesmeden ibarettir, böyle bir ibadet olamaz...

İmdi, olaya böylesi kaba bir noktadan bakan biriyle elbette kurbanın niteliği üzerine konuşmanın ortamı kendiliğinden kalkar. Ona, kurbanın, insanın merhamet duygusunu harekete geçiren bir isteklendirme rolü üstlendiğini anlatmanın imkânını aramaya çaba göstermek boşunadır. O, kendini bu olaya kapamış, kilidini de vurup anahtarını denize atmış...

Kurban, böylelerine bile, yılda bir defalığına olsun hayvan sevgisini, merhameti, şefkati anımsatıyorsa işlevini yerine getirmiş sayılmalıdır. Onun başkaca sonuçlarını söylemeye bile gerek yok...

Kurbanın, düz bir hayvan kesmeden farkını Kierkegaard Korku ve TitreyiÅŸ adını taşıyan kitabında çok güzel betimler. O, Baba-OÄŸul iliÅŸkisinde, babanın bıçağını oÄŸula nefsani hevesini tatmin amacıyla çekmesi ile Tanrı buyruÄŸu olarak aynı edimi yerine getirmesi arasındaki uzlaÅŸmaz ayrımı derin bir düşünce birliÄŸi içinde açıklamayı baÅŸarıyor.

Kierkegaard, Hz. Ä°brahim'in (a.s.) eylemini (onun, oÄŸlunu kurban etme öyküsünü) deÄŸerlendirirken, bu eyleme çeÅŸitli deÄŸerler atfederken bir yerde şöyle söyler: Ä°brahim'in yaptığının ahlâkî ifadesi ÅŸudur: O Ä°shak'ı (bize göre Ä°smail'i) katledecekti. Dinî ifadesi ise ÅŸudur: O Ä°shak'ı kurban edecekti.

Demek ki, İbrahim aleyhisselamın eylemi, farklı bakış açılarına göre farklı değerler alabilecektir. Aynı eylem bir tür değere göre cinayet sayılabilirken, başka tür bir değere göre kutsanmakta ve yüceltilmektedir.

Burada, önemsenmesi gereken husus şurada: Kierkegaard'ın bir düşünür olarak mülahazası tartışmaya açıktır. Ama kurban bir canlıyı yatırıp kesmeden ibarettir diyen birinin önyargısının (saplantısının) tartışacak bir yanı yoktur.

Kierkegaard'ın kullandığı “din” kelimesini burada aynı zamanda “hukuk” ile eÅŸanlamlı saymamızda sakınca görünmüyor. Pratik hayatta ahlâk ile hukukun iki farklı toplumsal kurum olduÄŸu ve bu ayrımın insanların gündelik hayatını düzenlemede yararlı olduÄŸu ayrı bir olay...

Bir de Ä°ranlı sosyolog düşünür Ali Åžeriati'nin kurbana bakışı var ki, gerçekten etkileyicidir. Sen, bir koçu kurban ederken aslında onu deÄŸil, onun zatında kendine put edindiÄŸin her ne ise, dünyalık deÄŸer verdiÄŸin ÅŸey her ne ise onu kurban etmenin (ondan ayrılmanın) deneyimini yaÅŸamalısın, diyor. Böylece, olayı, kaba bir kan dökme düzleminden çıkarıp bir baÅŸka düzlemin deÄŸeri haline getirmemizi, olaya oradan bakmamızı saÄŸlıyor. O, senin Ä°smail'in her ne ise, para mı, ÅŸehvet mi, şöhret mi, her ne ise, onu gönlünden çıkarıp at, diyor, o putu...

Böylece, olayı bir canlıyı kesmekten ibaret görenle, bu olayı insanî ilişkinin ahlaki ve manevî düzleme yansıması olarak değerlendirenler arasındaki uzlaşmaz farklılık da ortaya çıkıyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.